Reha Yeprem: İnsanın ruhu yaşlanmaz

Reha Yeprem: İnsanın ruhu yaşlanmaz
Yayınlama: 13.07.2013
Düzenleme: 07.02.2017 11:10
8
A+
A-
Bilinmeyen bir Reha Yeprem’i, Kariyer Akademisi Diksiyon ve Spikerlik Kursu öğrencisi Yasemin Derin’e anlatan Yeprem, “İnsanlarınsadece bedenleri yaşlanır ama ruhları asla yaşlanmaz” diye konuştu.

45 yıllık ömre 45 film, dizi ve sayısız Tv programı sığdıran, bunlar yetmiyormuş gibi sahnelerde şiir yorumculuğu yapıp 5 şiir albümü çıkartan, arkasından da kendi hayat hikayesini kaleme aldığı 2 kitabın da sahibi bir insan Reha Yeprem. Konuşacak o kadar çok şey var ki kendisi ile, nereden başlamalı neyi anlattırmalı düşünürken, aklıma Reha Yeprem’in yukarıda sıraladığım özelliklerini, işlerini değil de , bilinmeyenlerini konuşmak geldi ve sorunca da anlattı. Hem de bütün samimiyetiyle… İşte buyurun Reha Yeprem’in bilinmeyenlerini anlattığı sıcacık sohbetine.
Hayat hikayeniz oldukça renkli; buradan yola çıkarak ruhunuzda gençliğinizden kalan neler var? Öncelikle onu öğrenelim.
Ben büyümedim desem aslında yeridir (gülüyor). Çünkü oyun oynamayı çok severim. Burada eşim Özlem hanımın anneannesini örnek vermek istiyorum; hep derdi ki rahmetli ‘insanların sadece bedenleri yaşlanır, ruhları yaşlanmaz.’ Bu söylediği sözü bizzat kendisinde görmüştük. Çünkü baktığınız zaman yaşlı bir insan ama biraz diyalog kurup içine girdiğiniz zaman yaşlı bedendeki o ruhun daha neler yapmak istediğini apaçık bir şekilde görüyorduk, ama bunu engelleyen tek şey yaşlanmış bedeni idi. İnsan yaşlandıkça tecrübeler artıyor, hani meşhur bir söz vardır ya ‘gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi’ diye bu ruhun genç kaldığına işarettir bu söz aynı zamanda. İşte bende hala çocuklarımla ve eşimle çocuk gibi oynarım hatta bazen eşim benden şikayet bile eder ‘koskoca adam oldun hala bluejean giyiyorsun, hala spor giyiniyorsun, şu motor kıyafetlerini bir çıkarda adam gibi giyin.’ Yani spor gezmeyi severim, bu benim gençliğimden beri sevdiğim bir şey. Elbette sahneye spor kıyafetle çıkmam gerekli rolü ve resmi üstlenirim ama ruhumda hep spor giyinmek vardır.
Spor giyinmek deyince bu arada sizin bir motor tutkunuz var sanırım.
Tutku deniyor ama ben daha çok ihtiyaç olarak görüyorum. Tutkuyu ihtiyaçtan sonra ekleyebiliriz. Bu motor sevgisi bende geçliğimde yani 20’li yaşlarda da vardı, arkadaşlarla motor ile gezmek hoşuma giderdi, ama yanlış anlaşılmasın motorla atraksiyonlar yapalım, yarışlar yapalım, trafiğin ortasında insanları rahatsız edelim değil, sadece gezmek, bu çok hoşuma gidiyor benim. Yüzüme, bedenime rüzgarın vurması ve bunu hissetmek bana mutluluk ve heyecan veriyor. Bu arada adranalini severim. Fırsat buldukça çocukları bahane eder onlarla birlikte lunaparka gider rolercosterlara binerim ve o heyecanı yaşarım. Ama dediğim gibi bugün motoru tercih etmemdeki en temel şey ihtiyaç olması, hele şu İstanbul trafiğinde öylesine kolaylıklar sağlıyor ki bana anlatamam. Ve ben bugün İstanbul trafiğini çözecek şeyin motosikletler olduğunu düşünüyorum. Nereden biliyorsun derseniz; bugün Fransa- Parise gidenler görmüştür orada binlerce motor vardır trafikte. İşadamları, işkadınları, esnafı, öğrencisi hep motora biner. Böyle çözmüşlerdir o kalabalık şehirdeki trafiği ve İstanbulla karşılaştırdığınız zaman çok daha az bir trafik problemi vardır. Ben de İstanbul trafiğinin altını çizerek söylüyorum bilinçli motor kullanıcıları ve motora karşı bilinçli araç sürücüleri ile çözüleceğini düşünüyorum. Sonuçta motor da bir ulaşım aracıdır. Bu aracın devlet tarafından verilen bir ruhsatı bir ehliyeti vardır. Bilinçli olarak kullanılmalıdır ve ondan sonra motora binilmelidir.
Bir çok sinema ve dizilerde rol aldınız sizi en çok heyecanlandıran rolünüz hangisi oldu?
Rolün büyüğü küçüğü olmaz, rol roldür. Pek çoğunda aynı heyecanı yaşıyorum. Toplamda şuana kadar 45 sinema filmi ve dizide rol aldım. Bu çalışmalar büyüklü küçüklü prodüksiyonlardı. Bazen çok iyi prodüksiyonlar oldu bazende çok imkansızlıklar içinde olanlarda oldu ama emin olun her birini ilk okuduğum zaman çok heyecanlandım ve o heyecanı filmin sonuna kadar taşıdım.
Evet genellikle bu tarz sorulara sanatçılar aynı şekilde cevap veriyor ama ben sizden biraz daha samimi bir cevap istiyorum şu roldü diyebileceğiz hangisi, kırmazsınız bizi değil mi?
(gülüyor) Son dönemde yaptığım bir filmde oynadığım bir roldü, çok özel bir rol, Ebuzer el Gifari (r.a) anlatan bir roldü. Aslında yıllardır benim gözümde olan, keşke böyle bir film olsa da dediğim bir karakterdir Ebuzer el Gifari. Çünkü Gökkubbenin altında ondan daha doğru sözlü kimse yoktur’ diyor Peygamber efendimiz (s.a.v). Dolayısıyla Ebuzer rolü bütün kostüm çalışmasından tutun plan plan sahneleri çalışırken benim için çok özel ve heyecan vericiydi.

Yasemin DERİN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.