Belediyenin kentsel dönüşüm çözmek gibi bir derdi yok

Belediyenin kentsel dönüşüm çözmek gibi bir derdi yok
Yayınlama: 22.02.2017
1
A+
A-

Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar İlçe Başkanı Erdoğan Altan, Üsküdar Gazetesi ve Üsküdar TV’ye özel gündeme ilişkin özel açıklamalarda bulundu. “Adına her ne kadar kentsel dönüşüm dense de, Üsküdar’da kentsel dönüşüm diye bir şey yok” diyen Altan, “Tek tek yıkılan binalara kentsel dönüşüm diyorsanız, ona da diyecek birşey yok” diye konuştu.

Üsküdar’daki kentsel dönüşüm konusunda neler söylemek istersiniz?

Biz biliyoruz ki, Üsküdar’ın özellikle Boğaziçi’ne tabi olan yerlerde, 40-50 yıldır bu çileyi çeken insanlar halen ‘taput’larda yaşamaya devam ediyorlar. Ne bir değişim, ne de bir gelişim maalesef yok. Son yapılan imar değişilikliğiyle bunu çözeceklerini iddia ettiler. Ama biz de, ısrarla belirttik, vatandaşa da gittik anlattık. 2013’te plan değişikliği yapıldı bu konuyla ilgili… Bugünkü yapılan değişikliğin, 2013’tekiyle herhangi bir farkı yok. Şimdi, kat’tan, kot’tan kelime oyunlarıyla birşeyi değiştirdiklerini zannediyorlar. Evet birşeyleri değiştirdiler. Özellikle yeşil alanları imara açtılar. Bunu da, vatandaşın çoğunluğun yaşadığı bir havzayı içine katarak yaptılar ki, göze batmasın. 2013’te yapılan imar değişikliğiyle yeşil alanlar imara açılmıştı, şimdi de geri kalan diğer yeşil alanları da imara açtılar. Yavuztürk’te kimse bir çivi bile çakamayacak. Kaldı ki, 2004’ten bu yana, Yavuztürk’te bir çivi bile çakılmış değil. Değişen ne var, hiç birşey.

Vatandaşın verdiği itiraz dilekçeleri sizce işe yaradı mı?

Vatandaşların itirazı noktasında 10 bini aşan bir itiraz dilekçesi verdi. Kesinleşti mi? Hayır! Şu anda sürüncemede. Kimisi diyor ki, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan müdahele edip durdurdu. Kimisi diyor ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş şifayen dedi ki ‘durdurun.’ Kimse birşey bilmiyor. Onlar biliyor da, vatandaş neden durduğunu bilmiyor. Kentsel dönüşüm konusu problemli olan konutların, Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi’nde değil; merkezde bile 40-50 yıllık binalar var. Bunlar o problem yok mu? Var. Peki bunları nasıl çözeceksiniz? Bunlarla ilgili bir söyleminiz var mı? Yok. Sadece ve sadece siz kentsel dönüşüme bir rant olarak bakarsanız bu işi çözemezsiniz. Bu işi yapacak tek bir merci var, o da belediyenin ta kendisidir.

Üsküdar ve Büyükşehir’de iktidarı elinde bulunduran belediye, sizce bundan faydalanabiliyor mu?

Hem Üsküdar, hem de Büyükşehir Belediyeleri iktidarın elinde. Bu sorunu çözmek için engel nedir? Şimdi engel olarak Boğaziçi Kanunu diyorlar. Değiştiriverin!.. Yavuztürk’te yaptığımız bilgilendirme toplantısında açıkçası biraz da bizi ‘iğneler’ gibi bir vatandaşımız söyledi ki, ‘Siz neden yapmıyorsunuz. Teklif edin kanun değişikliğini?’ Ben de orada söz verdim. Sadece Yavuztürk sınırlarının 2960 sayılı Boğaziçi Koruma Yasası dışına çıkarılması için tek bir kanun teklifi verdireceğim. Verdirdim de… Milletvekilimiz sayın Mahmut Tanal bu konuda kanun teklifi sundu TBMM’ye. Ardından 15 gün sonra toplantı yaptım mahallede, o günden bugüne ne değişti? Hiçbir şey… Biz sırf vermiş olmak için verdik. Değişen birşey olmuyor. Bir gecede gerektiğinde kanun değiştiren bu iktidar, bu parti yapısı nedense bu problemi çözmek istemiyor. Çünkü bu problemde yoğun dert var. Neden uğraşsın? Bir yerde gelir elde etmek varken, rant yaratmak varken, bir kitlenin probleminden ben neden uğraşayım? Memnun etmek var, edememek var, bunun riskleri var, neden uğraşsınlar ki!?.. Bu soruyu aslında belediyeyi yönetenlere sormak lazım. Bu siyasi yapıya sormak lazım ki, neden çözemiyorlar? Yine CHP mi engel oluyor acaba?

16 Nisan’da yapılacak olan referandum hakkında neler söylersiniz?

Yeni Anayasa değişikliği TBMM’de onaylandıktan sonra, bu iş için ben siyasi kimliğimi bir kenara bıraktım. Bu iş artık vatan, memleket meselesi oldu. Bu iş parti meselesi değil artık. Kim ne derse desin, bu kadar derinlemesine yapılan değişliğin rejim değişikliğinden öte birşey getirmeyeceğini hepmizin bilmesi lazım. Üzerine bastıra bastıra söylüyoruz ki, bu bir rejim değişikliğidir. Rejim dediğiniz, cumhuriyet rejiminin adının değiştirilmesi değil; İran da bir cumhuriyetle yönetiliyor. Biz diyoruz ki, bu cumhuriyeti taçlandıran demokratik yapısıdır, parlamenter yapısıdır. Bunu değiştiriyorsunuz siz!.. Deniyor ki, ‘parlamento duruyor orada.’ İşe yaramayan parlamento dursa ne yazar, durmasa ne yazar! Siz herşeyi tek kişiye verdiğinizde, biz meseleye birilerinin baktığı gibi sadece sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında da bakmıyoruz. Mesele Recep Tayyip Erdoğan meselesi değil. Onun da ötesinde birşey. İnsanlar bu dünyada kalıcı değil, herkes fani. Bir herkes bunu anlayabilse. Vatandaş bir kişiyi seçiyor ama, aslında herşeyi seçiyor. 5 yıl başına beladır! Ki bu ülke yapısı içinde 15 Temmuz’u düşünün. 15 Temmuz’daki darbe girişimi akşam 22:00’de değil de, 16’sında gece saat 03:00’de olsaydı? Bugün bel ki bunları konuşuyor olmazdık. 5 saat ülke kaderinde neleri değiştirdi. Biz 5 yıldan bahsediyoruz. Aklı selim olan her insanlara şu çağrıyı yapıyoruz; lütfen yapılan değişiklikleri okuyon. Recep Tayyip Erdoğan istiyor diye değil, o olacak diye değil. Biz bir gömlek yapıyoruz, biçiyoruz tek kişiye, ama biz şunu da bilmemiz lazım bu gömleği, o elbiseyi bir çok kişi giyecek bundan sonra eğer ülkenin geleceğini ve bekasını düşünüyorsanız. Benim ve benim gibi düşünenlerin ‘hayır’ demesi için bin türlü sebebi var. Ama ‘evet’ diyenlerin tek bir gerekçesi var; o da bu vasfı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la özdeşleştirdikleri için ‘evet’ diyorlar. Biz kişi odaklı bakmıyoruz. Biz, ülkenin geleceği olarak bakıyoruz. Unutmayın! 123 ve 126. maddedeki değişiklikleri sindire, sindire alsınlar o kelimeleri yerine yerleştirsinler son haliyle 10 kez, 20 kez sindire sindire okusunlar. Bak bakalım ülkeyi bölünmeye nasıl götürülüyormuş, bir kişinin iki dudağı arasına ülke nasıl eyaletlere bölünüyormuş, orada görsünler.

Röportaj: Fatih ÜNLÜER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.