İşte, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in imzasıyla dağıtılan o mektup:
“Malumunuz olduğu üzere, Üsküdarımızın Boğaz Bölgesi’ndeki mahalleri imar planları açısından öngörünüm, geri görünüm ve etkilenme alanında kalmakta, bu bölge için özel olarak çıkarılan 2960 sayılı kanunla belirtilen yapılaşma şartlarına tabi tutulmaktadır. 30 sene önce 70 bin nüfus öngörülerek planlama yapılmışken, muhtelif sebeplerle hisseli parseller üzerine yoğun yapılaşma suretiyle bugün bu bölgemizde 300 bin’e yakın vatandaşımız ikamet etmektedir.
Üsküdar Belediyesi olarak, özellikle geri görünüm ve etkilenme bölgesinde mevcut şartlarda, hem bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızı yine mahallelerinde yaşayabilir kılacak – ki biz, buna YERİNDE DÖNÜŞÜM diyoruz – hem dönüşümün maliyetini en asgari ölçüde vatandaşlarımıza yansıtacak, hem de dünyanın en nadide yerlerinden biri olan Boğaziçi’ni koruyacak bir plan çalışmasını tamamlamış bulunmaktayız. Artık bundan sonra bu planlarla ilgili hiçbir belirsizlik kalmamıştır. Eski plana göre 2 kat olarak düzenlenen yapılaşma hakları; söz konusu bu yeni imar planına göre Geri Görünüm Alanında (Bosna Bulvarının Boğaz’a bakan taraflarında) 5 ve 6 katlara, Etkilenme Bölgesi’nde ise (Bosna Bulvarı’nın arka kısımları) 7,5 kata yükselmiştir.
Böylece bu bölgede yeni planlamayla yaklaşık 5 misli bir imar artışı sağlanmıştır. 30 yılı aşkın bir süredir bir türlü mesafe alınamayan bu meseleyi, işin içinde birçok kurum ve mevzuat kaynaklı engeller olmasına rağmen, büyük bir gayret ve mücadeleyle, 2 yıl gibi kısa bir sürede çözmenin ve vaadimizi yerine getirmenin huzuru içerisindeyiz. Ne yazık ki, bu süreçte sizlerin karşısına geldiklerinde sürekli bu işi çözeceğini söyleyenler, konu Belediye Meclislerine geldiğinde, ‘Bu imar artışı fazla’ diyerek karşı çıkmış ve ekteki belgelerde de göreceğiniz üzere ‘red’ oyu kullanmışlar. Bununla da yetinmeyerek yaptığımız bu imar planlarının iptail için konuyu yargıya taşımışlardır.
Elbetteki bu siz bu siyasi iki yüzüllüğü, samimiyetsizliğe alışkınız çok da önemsemiyoruz. Ancak, manidar olan meclis’te bu tavrı sergileyenlerin şimdi bu mahallelerimizde dolaşıp ‘Buraları zenginlere peşkeş çekecekler, evlerinizi yıkacaklar’ tarzı gerçek dışı beyanlar ve iftiralarla vatandaşlarımızın kafasını karıştırmaya ve onları huzursuz etmeye yönelik kara propaganda içerisinde olmalarıdır. Şundan emin olun ki, bu imar planı bir imkan ve fırsat olarak yapılmıştır. Bu haklardan ancak ve ancak talep eden, parsellerinde dönüşüm yapmak isteyen vatandaşlarımız yararlanacaktır. – ki biz buna GÖNÜLLÜ DÖNÜŞÜM diyoruz – tarafımızda hiç kimseye rızası dışında ‘binasını yık – yap dönüşüme gir’ tarzı baskıda bulunulmamıştır. Zira mülkiyet sizin olduğu için karar da size aittir. Bizim bu noktada tavsiyemiz, bir deprem gerçeğimiz var. Bu imar haklarını da fırsat bilerek bir an önce dönüşüme karar verip, sağlam, estetik ve kullanışlı binalarda oturmanızdır.
Netice itibariyle, Boğaz Bölgesi’nde yaptığımız bu İmar Planları sizler için fevkalade güzel bir imkan oluşturmaktadır. Bu planlar neticesinde hiçbir vatandaşımızın zararı söz konusu olmadığı gibi, daha şimdiden tapu değerleri katbekat artmıştır. İşte bu imkanı fırsata dönüştürmek siz tapu sahiplerinin kararına bağlıdır. Elbetteki hisseli parsellerde hissedarların anlaşması dönüşümün ön şartıdır. Dolayısıyla siz değerli hemşehrilerimizin mahallelerde dolaşan bir takım kötü niyetli kişilerin ve siyasit fırsatçılarının konuyu saptırmalarına itibar etmemelerini özellikle istirham ediyorum. Boğaz Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgemizdeki yeni imar haklarının hayırlı olmasını temenni ediyor, tekrar saygı ve muhabbetle selamlıyorum.”