Akşamüstleri evlerin bahçelerinde gençler “garden partiler” tertipler,bu partilerde mahallenin güzel kızlarıyla dans etmek için birbirleriyle yarışırlardı. O günkü danslı partilerde bugünkü ‘cd’ çalarlar olmadığı için 45 ya da Lp’ler pikap denilen müzik çalarlar da dinlenirdi. Geceleri bazı evlerin büyük bahçelerinde kurulu açık hava sinemalarına gidilirdi. O yıllar daha apartmanlaşma denilen beton garabeti yoktu. Bahçe içinde ahşap evler, konaklar, eski zaman köşklerinde insanlar gerçek komşuluk ilişkileriyle mutlu huzurlu yaşarlardı.
O yıllarda ahşap köşklerin koru görünümlü bahçelerinde çalınan saz seslerini; neşenin hüzne karıştığı, yaşanmış en güzel sevdaların şarkıya dönüşmüş halini hülyalı dünyamda gezinen gönül seslerine benzetirdim… Bugünde gözlerimi kapayınca, kendimi o günlerin köşk bahçelerinde, tabiatın coşup bülbüllerin aşk şarkıları söylediği günün renk ve ışık alemlerini seyreder halde bulurum.. (A.nadir Utkan . “Elveda Üsküdar” kitabın yayın tarihi 2007).