“İstanbul 2 Nolu Barosu Adli Yıl Açılış Programı”, Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Şamlı, burada yaptığı konuşmada, yeni adli yılın herkese hayırlı olmasını diledi. Avukatların hak savunuculuğu yaparak adalete hizmet ettiklerini belirten Şamlı, “Bildiğiniz üzere adalet, kısaca, ‘Hakkın ait olduğu yere konulması, düzen, denge, denklik, gerçeğe uygunluk’ olarak tanımlanır ve adalet öyle bir güce sahiptir ki, karşısında duran herkesi gayrimeşru hale getirir.” diye konuştu.
Baronun onurlu bir mesleği icra eden avukatların örgütlü yapısı olduğuna dikkati çeken Şamlı, şunları söyledi:
“Baro, bütün avukatların benimseyeceği, kendisini ait hissedeceği, kuşatıcı, meslektaşlarını dışlamayan, bir kamu kurumu olmalıdır. Baro, her zor zamanda milletin hukukuna savunan bir hukuk kurumu olması da gerekir. Mesela, 15 Temmuz, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerinde milletin hukukunu savunan bir hukuk ve kamu kurumu olmalıdır. Baro, milletimizin inanç ve değerlerine uygun mevzuat üretebilen hukuk merkezi olmalıdır. Bu şekilde milletimizin inanç ve değerlerine uygun mevzuat ile adalete ulaşımını sağlamak hukukçular olarak bizlerin ve baromuzun en önemli görevlerinden biridir. Hukukçuluk mesleği, değerini adalet idealinden almaktadır. Adaletten uzaklaşan ister avukat ister savcı ister hakim ve mahkeme olsun, adaletten uzaklaştığı oranda meşruiyetini kaybeder.”
Avukatlığın hak ettiği itibarı görmediğini ifade eden Şamlı, bu durumun yalnızca mesleklerine özgü olmadığını belirtti.
Şamlı, iddia ve yargılama makamlarının hak ettiği değer ve itibar noktasında olmadığını dile getirerek, “Bu sebepleri tek tek ortadan kaldırmak, avukatlar ve baromuzun en önemli görevlerinden biridir. Ancak biz artık şikayet etme konumunda değiliz. Bunları ortadan kaldıracağız ve bunların çalışmalarına da başladık.” ifadelerini kullandı.
Baroda bazı merkezlerin kurulduğunu dile getiren Şamlı, özellikle hukuk fakültesi dekanları ve öğretim üyelerinden bir kadro oluşturduklarını bildirdi.
Şamlı, bu millete hep iktibas kanunların uygulandığını anlatarak, “Halbuki, hukuk fakültesinde bize şu öğretildi: Mer’i mevzuatın kaynağı uygulandığı toplumun inancı, örfü ve geleneğidir. Ceza Kanunumuza baktığımızda tamamen İtalya’dan, Medeni Kanunu İsviçre’den, Ceza Usul Kanunu da Almanya’dan iktibastır. İdare hukukunun tüm mevzuatına bakıldığında Fransa’dan iktibastır. Peki bu milletin inancı, değerleri, örfü hangi kanunda? Biz neden yabancı kanunlara uymak zorunda olalım. Bu milletin mevzuat ve hukuk öğretecek hukukçuları yok da mı dışarıdan biz bunu iktibas ediyoruz?” değerlendirmesini yaptı.
“İtalyan Ceza Kanunu’nun Türkçe tercümesi yok”
Türk Ceza Kanunu’nun yapımında çalışmak ve katkı sunmak istediklerini kaydeden Şamlı, şöyle devam etti:
“Hukuk normlarının ve mekanizmalarının koruduğu en önemli değer eğer insan canıysa o halde adam öldürme cezası Ceza Kanunu’nda en ağır müeyyide ile karşılaşması lazım. Bu araştırmayı yaparken biz İtalyan Ceza Kanunu’na ulaşmak istedik. Bütün üniversiteler, hukuk fakülteleri, büyükelçilikler, Büyük Millet Meclisi’nin kütüphanesi her yeri araştırdım. İtalyan Ceza Kanunu’nun Türkçe tercümesi yok. Daha sonra oradan İtalyan Ceza Kanunu’nu inceleyebilmek için, 1926 yılına ait kitaba ulaştım. Şunu gördüm: O kanun iktibas edilirken çok ciddi hukuk ve tercüman hataları yapılmış. Değerlerine sahip çıkan milletin fertlerine daha fazla ceza verebilmek için, iktibas esnasında müeyyideler ağırlaştırılmış.”
Şamlı, İstanbul 2 No’lu Barosu’nun bu milletin inancına, değerlerine, örfüne ve uygun hukuk üretecek bir merkez haline gelmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Programa, AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti İstanbul İl başkan yardımcıları Adem Yıldırım ile Şengül Karslı, İstanbul 2 Nolu Baro Kurucu Başkanı Av. Gönül Yıldız, çok sayıda siyasi parti ile hukuk ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve baro üyeleri katıldı.
Kaynak: Anadolu Ajansı